DÜNYAYI BEKLEYEN TEHLİKE


19.09.2008 tarihinde yazdığım bir yazıyı eski dosyalarımı karıştırırken buldum. Olduğu gibi burada tekrar yayınladım. okuduktan sonra anladım ki değişen bir şey yok ve kötü gidiş devam ediyor... 

Dünyayı bekleyen tehlike

Tarih sayfalarında kim bilir kaç kere bu bağlamda olaylar yaşanmış ve bu olaylar yorumlanmıştır. Yazının icat edildiği tarihten bu yana bunu apaçık görmekte ve yaşamaktayız. Bu olaylar insanoğlunun varlığını engelleyemediği gibi, nedendir bilinmez daha fazla hırsla yaşamaya, geleceğine ve değerlerine hep zarar vermeye devam etmiştir.

Bu bazen kitlesel yokluklar, kıyımlar, yıkımlar vs… olarak tarihte yerini almıştır. Bu durum insanlığın en küçük topluluğu “aile” yapısından en büyük devletler topluluklarına kadar aynı şekilde olmuştur, olmaya da devam etmektedir.  Bu durum nereye kadar sürer? Bence bunu kimse de kestiremeyecektir. Umarım yeniden kitlesel bir yıkıma neden olacak durumla karşılaşmayız…

Konuyu siyasallaştırmadan daha basit bir ifade ile karşılaştığımız bazı sorunlara değineyim.

·        *  Dünyanın içinde bulunduğu ekolojik sorun.
·        *  Hava kirliliği,
·        * Çevre kirliliği,
·        *  Ormanların yok olması,
·        *  Akarsuların kuruması,
·        *  Erozyon,

·         Bunlara bağlı gelişen sağlık sorunları ve hastalıklar… Bunların daha fazlasını buraya sıralamak mümkündür.

İnsanlık kendi eliyle düştüğü bu durum karşısında;

·       *  Savaşlar,
·       *  Haksızlıklar,
·       *  Hukuksuzluk,
·       *  Hırsızlık,
·       * Nefret ve kin,
·       * İhanetler, yalanlar,
·       *  İnsan haklarına yapılan saygısızlıklar ve güce dayalı demokrasiler…

İşte birbirlerini tamamlayan bütün bu olumsuzluklar sayesinde dünyanın geldiği durum maalesef hiç iç açıcı görünmüyor. Hele bu konuları daha derinlemesine inceleyen bilim insanlarının anlattığı korkunç gelecek tahminlerini yazacak cesarete sahip değilim…  

Yılda sadece savaşlarda yaşamını yitiren insanların sayısı 2 milyonu bulduğunu bir dünyadan bahsediyorum…

Buna alkol ve uyuşturucudan ölenleri, kişisel cinayetleri, cinnetleri vs. eklersek…

Enteresan olan; bütün bunları yapanların yine biz (insan) olduğu gerçeğidir.
Aslında dünyanın her yerinde insani temel doğrular aynıdır. Ben dünyanın hiçbir yerinde hırsızlığın, cinayetin, haksızlığın, hukuksuzluğun, yalanın, ırza geçmenin, yolsuzluğun, insan haklarına tecavüzün vs. doğru olduğunu söyleyen ve uygulayan bir yer görmedim. Dolayısıyla insani temel kriterlerde doğrular hep aynıdır. Ama insanlık tarihinin kötü geçmişi ve muhtemel kötü geleceğini bizler hazırlamaktayız.

Düşünüyorum konuya bir nebze de olsa iyi bir taraftan bakabilecekmiyim diye…

İnsan olmanın gereği ümidimizi yitirmememiz gerekiyor. Ama gücün günümüzdeki etkisi genellikle kötü gidişatın ana destekleyicisi olması nedeniyle yapılan çalışmalar çok sığ kalmaktadır. Bu kötü duruma bulaşmamak için çaba sarf eden duyarlı ve bilinçli küçük ailelerin sayısı arttıkça en azından ses çıkarabilme imkânı olacaktır. Bugün bunu yazmak ve benzer şekilde duyarlılığını ifade edenlerin sayısı kanaatimce azımsanmayacak kadar çoğaldı. Bu da ümidi bir nebze artırmaktadır. Buna bazı gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanan cesurca verilen hukuk kararlarını da ekleyince insan daha da mutlu hissediyor kendisini.

Hepimizin ortak amacı şu olmalıdır. Hatadan dönerek iyi bir örnek olabilme gayreti ve sorumluluğunu almalıyız. Bunun için geç kalmadık. Sigaradan dolayı kansere yakalanan birisinin sigarayı bırakmasının ne kadar tedbirli hareket ettiği konusuna benzetmek istemiyorum. Zira henüz bu duruma gelmedi dünyamız. İşte bu gayretlere hepimizin destek vermesi ve çalışması gerekiyor. Hemen ilk çevrenizden, evinizden, iş yerinizden başlayabiliriz. Yeni nesli bu gayretlerimizle doğru eğitebilir ve yönlendirebiliriz.

Unutmayalım, en doğru ve etkin çalışma uygulayarak yapılan çalışmalardır. Sigara içerek sigaranın zararlı olduğunu söyleyerek geçen zamanlarla yetişen talihsizlikleri dilerim uygulayarak aşarız. O zaman değişimi ve güzellikleri hepimiz fark edeceğiz.


Erdal Alkış
19.09.2008    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

EKONOMİK MİLAT (2020)

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?