BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN


BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

DÜNYANIN EN DAYANIKLI VARLIĞI, YARATIĞI… Şüphesiz “İNSAN” dır.

Çünkü haksızlığı o yapar,
Çünkü ihanet eder,
Çünkü yalan söyler,
Çünkü sadece kendi derdine bakar,
Çünkü günün zevkini yaşar,
Çünkü sadece kendisini düşünür…

Dolayısıyla,

Haksızlığa o uğrar,
İhaneti görür,
Yalan söylenen kişidir,
Dertlidir, bileni olmaz,
Başkaları zevk sefa içindeyken o gözyaşı döker, ÇARESİZDİR…
Dertlidir, dertlileri düşünür…

Sonra; azıcık yüzü gülmeye başlayınca HAKSIZLIĞI, İHANETİ, YOKLUĞU, DERDİ, ZEVKSİZLİĞİ, MENFAATİ… Hepsini unutur ve “Yaradana teslim olur”

Sanki hiçbir şey yaşamamış gibi. Her şeyi unutuverir.

Ey yeri göğü yaratan,

Ey gördüğümüz, bildiğimiz, göremediğimiz, bilemediğimiz muhteşem kâinatı yaratıp bir nizam içinde yürüten,

Yerin dibindeki karıncanın sesini duyup onun imdadına yetişen,

İnsanı Otuz trilyondan fazla hücreli yaratan, her bir saniye 1 milyon hücresini öldürüp yerine bir o kadar hücreyi yeniden koyan,

İnsanın bağırsağına yerleştirdiği kırk trilyon mikro organizma ile insanlığın gelişimine hizmet ettiren,

Suyu, havayı, tabiatı, toprağı, yemeyi, içmeyi yaratan; hayvanı, balığı ve kâinatı insana hizmetkâr eden,

Akıl verip düşünmemizi sağlayan...

Ey büyük Yaratıcı, 

Aklımdan geçenleri buraya yazmaya devam edersem sana karşı nankörlük yapmış olduğumu zannettiğim Allahım. 
Aklımdan geçenlerin tamamını bilen! Ne olur aklımdan geçenlere derman et. 

Ne olur insanlığın ölmediğini göster,
Vicdanların ölmediğini göster,
Haksızlıkların son bulduğunu göster. 
Hem de hemen. 

“Aslında 'bir olunabildiğinde' ortaya çıkan enerjinin, insanlık katında bir sınav değerlemesi olduğunu ve belki de güzelliklerin anahtarı-tılsımının bunda saklı olduğunu anlamamız durumunda kurtuluşun olacağını ve dünyanın cennete döneceğini biliyorum…

Ama bu yukarıda yazmaya çalıştıklarımdan dolayı gerçekleşme-yeceğini de biliyorum!!!” Olsa zaten dünyanın imtihan sırrı bozulur. Onu da biliyorum. 
Ama insanım işte...

Acının, belanın, felaketin bize uğramadan bu halleri düşünemeyeceğimizi öğrendik. 

Ama hiç olmasa haftada 10 saniye, evet (on saniyecik) bu söylediklerimi zihinden geçiren bir avuç insan olabilseydik her bir felakete uğrayanlar için; Azıcık vicdanımızın sesini dinleyebilseydik, o anda yediğimiz lokma boğazımıza takılıverseydi, belki çok şey değişirdi.

Ama insanız ya, alışıyoruz…

Bu yazdığıma haksızlık diyenler olabilir.
Ama malesef geldiğimiz durum bu. Ben dahil kimse kimseyi kandırmasına gerek yok. Bu dönemde bu hale geldik. Kaybettik her şeyimizi insanlığımızla birlikte. Sahte üzüntüler, sahte gülücükler, sahte duygular... her şeyimiz sahte oldu.

Sormak bile gereksiz hale geliyor bırakın düşünmeyi.

Korku salmış dört bir yanı J

Aman dünyanın zevkini kaybetmeyeyim en azından zihnimde bile yeri olmasın… İnanın hepimiz, hepiniz öylesiniz-öyleyiz.

Varsın olsun. Yaşam ve ömür bir şekilde sona erecek.

Dertler bitecek asıl dertler başlayacak…

İyi ki Allah var! İyi ki Ölüm var! İyi ki hesap var! İyi ki Cennet-Cehennem var!

Doğrular ve yanlışlar.

Hisler ve duygular.

İnsanlık… İnsanlık, İnsanlık.

Allahım bizi (beni) insan eyle.

Bayramda sevinmeyi hak edenleri sevindir.

Ölmüş yakınlarımızın akıbetini güzel eyle. Kazananlardan eyle. Bu halimizi haberdar et. 
Dünyadakilerden medet kalmadı bari ölmüşlerimiz sahip çıksın duruma… ne olur Allahım! 
Lütfen.

Bütün dertleri unutmaya hazır olan bu insanları dertlerini unutma fırsatı sağla. 

Ama ben bu kadar diyemiyorum... dediklerimi de yazacak mecalim yok. 

Diyorum ki; 
Allahım düşmüşleri düşünmeyenleri, düşündürmeye muhtaç etme. 
Bari onlar düşünmeseler de düşmesinler. Fazlası insan için ağır geliyor. 


Bayramınız mübarek olsun.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

EKONOMİK MİLAT (2020)

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?