EKONOMİK MİLAT (2020)


EKONOMİK MİLAT (2020)

Ülkemizin içinde olduğu ekonomik sorunlar ile alakalı, şu ya da bu şekilde diye ortaya kabahatli çıkararak sonuç alınacağına inanmadığım için; ben de çorbada tuzum olsun diye bir çözüm önerisi sunmak istiyorum. (Bu çalışma benim şahsi kararım değildi. Ülkeyi yönetmiş/yöneten birçok arkadaşla yapılan bir dost sohbetinde ortaya çıkan tespite dayalı yapılan bir çalışmadır) 

Bu nihai bir metin değil elbette. Üzerinde eklemeler ve değişiklik yapılacak birçok tarafları olacaktır. Burada hazırladığım çalışmanın (tamamı 70 sayfalık bir kararname taslağıdır) sadece özetini okuyacaksınız. Elbette talep edilirse detaylı anlatırız… 

Bu olağan üstü durumla alakalı 33 yıllık ticari hayatın ve 15 yıllık yatırım danışmanlığı ve iş hayatımın verdiği tecrübe ile bir çözüm önerisi ortaya koyabilmek için vatandaşlık görevimi yapmak istedim. 

Burada anlatılan her bir madde en ince detaylarına kadar düşünülerek yazılmıştır. Her birisinin kendine özgü bir dayanağı vardır.

Buna rağmen okurken; EKONOMİ KİTAPLARINDAKİ VERİLERE VE BÜYÜK EKONOMİSTLERİN TEZLERİNDE YAZILANLAR GİBİ ALGILANIP YORUM-LANMAMALIDIR. Ben de bu önerimi TÜRK TİPİ MODASINA uyarak hazırladım!

Öyle kabul edin!

Bir başka yaklaşım da şöyle söylenebilir. 

"Olağan üstü şartlarda ortaya konan çözüm yolları için olağan çözüm önerileri olamaz. Böyle durumlarda ezber bozan yöntemler yani olağan üstü çözümler uygulanmalıdır". Bu iddialı çözüm şekli benim de içinde olduğum birçok iktisatçının fikridir.

Örneğin bugün gelişmiş ülkelerde ortaya konan önlem paketlerini buna en güzel örnek görebiliriz. Gelişmiş ülkelerde yani, bütçelerinde trilyon dolar fazla parası olanlar dahi benzer yöntemleri uygulamış olduklarını görüyoruz. yakın gelecekte bu durum dünyada PARA BOLLUĞU yaratacak ama buna rağmen buna benzer modeller uygulamaktan geri durulmamıştır. 

Benim çözüm önerim, mevcut şartlarda "son 50 yılın" TC nin en büyük ve kapsamlı bir “SANAL” para basma operasyonunu içermektedir. Yani bir karşılık olarak basılacak olan SANAL paranın basılması, kullanılması ve tahsilini açıkça ortaya koyan bir sistem olacaktır. 

Bununla birlikte Bu para basım operasyonunun hangi gerekçe, karşılık ile ve disiplin içerisinde yapılmasını öngörmektedir. Bu durum Mevcut pandemiden kaynaklı olduğu kadar ÜLKENİN 2010-2020 ARASINDA ÇOK KÖTÜ BİR EKEONOMİ YÖNETİMİNDEN de kaynaklanmadığını söylemek isterim. 

Bir başka tezim de; geriye dönük 10 yıllık çok ekonomi yönetiminin “BİLEREK” yapıldığına inandığım hatalı yönetimin sonucudur. Yani bu da bir yönetim stratejisidir. Zira burada konu devletin ve vatandaşın refahı ortadan kaldırılması yatmaktadır. Halkın refahı ve ülkenin gelişimini ortadan kaldırdığınızda “gayri resmi ekonomik kazanç mekanizması yaratılmış olur” Dolayısıyla muhtemel plan bu olunca ekonomi yönetimi bozuldu. Şimdi ise bozuk dönemin bozuk düzenin sürdürülebilirliği temelinde devam ettirilmektedir. Bugünkü durum da tam budur. Bu konuda ileride bu hatalar zincirinin sonuçları ortaya çıkmaya başladığında bu satırlar daha iyi anlaşılacaktır. Her ne kadar arandığında bulunamaz olsa da devlette her şey kaydedilir ve kaybolmaz… Zaman her şeyin ilacıdır. 

Konumuza devam edelim. Para basımının neye karşılık yapıldığını bilen varmı? Yok…!

Ama her şeye rağmen bu dönemin tüm izlerini silmek ve hem ülke ekonomisini hem halkın düşürüldüğü bu darboğazdan çıkarılması gerekmektedir. 

Para basmak için en basit bilinen gerekçe, bir karşılık koymaktır. Buna rağmen Ülkemizin karşılık koyacağı neredeyse reel bir argümanı yok. Hatta kalmadı. Borç almak elbette farklı bir çözüm. Ama mevcut siyasi yapının böyle bir riski almayacağını düşünüyorum. Bundan sonrası siyasete gireceği için o kısmı es geçiyorum.

Peki, benim karşılık olarak önerim nedir? 
Madem yukarıda bu bozuk düzenin nedenini özetledim. Tamamen iradi planlanmış bir ekonomik yıkılışın yeniden kaldırılması için olağan üstü çözüm yollarını ortaya koymalıdır. 

İşte bunu anlatmaya ve çözüm olarak sunmaya çalışacağım.

Bu bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi olacaktır. (Mevcut sisteme göre)
Bunun için Hazine, MB, İlgili Bakanlıklar arasında bir mutabakat sağlanması da gerekmektedir.
Bu başlangıçta tüm Devlet Bankalarını kapsayacaktır. Ama isteyen tüm özel bankalar da sürece dâhil olabilir. (Dâhil olmaları lehlerine olacaktır. Detaylarda anlaşılacaktır)
Bunun yapılabilmesi ve uygulanabilmesi için “Rekabet Kanunu” ve “eşitlik ilkesi” konusunda herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına (ileride okuyacağınız gibi) muhatapların tamamının rızası ve kabulü ile gerçekleştirileceği kararnamede açıkça belirtilecektir.
Mevcut ekonomide faal olan tüm A.Ş ve LTD Şirketlerin öncelikli olarak devlet bankalarında bulunan tüm krediler, KGF ler, ödenmemiş vergiler, KDV ler, SGK Primleri ve diğer borçların tamamı;
Gecikmeli ödenmemişler,
Takipte olanlar, (Uygulanmaya başladıktan itibaren takipten düşürülmek üzere hiç takip edilmemiş kabul edilecek. (Buradan kaynaklı devlete olan maliyetlerin tamamı bahse konu Devlet alacaklarına eklenecektir)
Karşılığında teminat alınanlar,
Karşılığında teminat alınmayanlar, tamamını kapsayacak şekilde minimum 100.000 TL’den başlayarak tüm alacaklar.
Bankaların TL bazlı alacakları dâhil tüm banka borçları, (Yurt dışı krediler ve borçlar kapsam dışıdır)
Bu şirketlerin bahse konu bu borçların tamamı Devlet tarafından basılacak yeni para ile ödenip kapatılacaktır.
Mevcut alacakların tamamı yine devlet bankaları aracılığı ile (Tahsilatların bankalar üzerinden yapılması için) yeniden taksitlendirilmesine,
Bunun ilk ödemesi 31.01.2021 tarihinde başlayacak şekilde, firmaların vereceği geri ödeme taahhütlerine göre, firmaların mevcut durumlarına göre, üretim, Pazar durumlarına göre 1-3-5-7-10 yıllık 3 er ay vadeli olacak şekilde geri ödeme yapılması planlanacaktır. (Bu tarihler uygulama zamanına göre her zaman değişebilir)
Yapılan geri ödemelerde faizler her yıl ayrıca değerlendirilmek üzere mevcut faiz oranlarını %50 si yansıtılacaktır. (mesela bu yıl faiz oranı %12 ise bu %6 olarak hesaplanacaktır). Ancak sonraki yıllarda da bu aynı formül ile daha sonraları tahsilatlara yansıtılmak üzere planlanacaktır.
Firmaların daha önce verdikleri teminatlar ve bunların varlık değerleri alacaklar ile alakalı bir denge oluşturuyor ise firma mevcut teminatlara ek bir teminat vermeyecektir. Bunun değerlendirmesi bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan değerlendirme kâfi olacaktır. Ancak teminat vermemiş olanlar veya teminatı eksik kalanların şirketler ve ortaklarının üzerinde bulunan varlıkların satışları ödemelerin duruma göre yapılabilecek izine tabi olacaktır. Aynı zamanda şirket hisseleri hazineye temlik edilecektir. (Bunun için özel bir kanun ile bir yeni takip sistemini oluşturacak bir müdürlük kurulabilir. Bu kurum olası izinleri ve temlikleri takip etmekle sorumlu olur. Bunu da DDK denetler)
BÜTÜN BUNLAR BASILACAK YENİ PARA İLE KARŞILANACAKTIR (karşılanmış/ödenmiş sayılacaktır). KARŞILIĞI İSE EKONOMİNİN İÇİNDE OLAN VE EKONOMİYİ OLUŞTURAN TÜM UNSURLARIN ELDE ETTİĞİ KATMA DEĞER (Gelirleri) OLACAKTIR.
Bu para hiçbir şekilde firmaya verilmeyecektir. Yukarıda izah edilen tüm TL Bazlı Banka kredileri, KGF ler ve diğer devlet alacaklarıdır. Dolayısıyla krediden kaynaklı mevcut durumda oluşan küresel ekonomik krizin bu şekilde devlete yansıması engellenmiş olacağı gibi ekonominin içindeki oyuncular olan hiçbir şirketin batmaması da sağlanmış olacaktır. Buradan kaynaklı oluşacak enflasyon ve devalüasyonun da önüne geçilmiş olacaktır.
Elbette burada kötü niyetli, borcunun arkasında olmayanlar olacaktır. Ama bu fırsat onlar için de kaçınılmazdır. Bu konuda işin cezai şartları çok ağır ve kati olması için kanun çıkartılmalıdır. Şirketin, varlıklarının, ortakların yok olması gibi bu şirketi oluşturan kişilerin hiçbir şekilde bir şirket kurma imkânı sağlanmayacağı gibi keskin ve ağır yaptırımlar detaylandırılacaktır.
Bu konuda iyi niyetliler için olası bir kazada (önce denetim sonra müdahale) ile şartların düzeltilmesi için çaba sarf edilecektir.
Bütün bu bahsedilenleri takip etmek üzere uzmanlardan ve tarafsız/bağımsızlardan oluşan bir müdürlük kurulmalıdır. Bu müdürlük uzmanları bu kanunda belirtilen her detayı denetlemek ve uygulamaktan sorumlu olacaktır. Verilecek izinler, uygulamalar için ve de derhal şirkete müdahale ederek şirket yönetiminin disipline edilmesini sağlayabilme yetkileri de olacak ve uygulayacaklardır. Bu yapı TMSF gibi sert bir zeminde değil daha esnek ve piyasada denge olabilecek tarafsızlardan oluşturulması projenin yönetilmesinde ve verimliliğinde etkili olacaktır.
Ödemelerini bi hakkın yerine getirenlere; ürettikleri ürünler için ödedikleri KDV’nin %50 sini, vergilerin de belirli oranda indirim, SGK ve enerji bedelinde bazı indirimler sağlanacaktır. Bu durum firma teşvik kapsamında firmalara verilen rekabet gücü olarak kullanacakları imkân olarak değerlendirilecektir.
Bu sisteme girmemiş ve devlete olan yükümlülükleri zamanında yerine getiren diğer firmalara da aynı oranda indirimler sağlanarak eşitlik ve rekabet kanunlarına uyum da sağlanmış olacaktır.

Bu teklifte,

- Basılacak paranın karşılığı bu şekilde sağlanmış olacaktır. (Öngörülen ödemelerin büyük çoğunluğu SANAL olarak gerçekleştirileceği için sıcak para (nakit) konusu da piyasaları etkilemeyecektir)
- Basılan paranın ekonomiye kazandırılmasındaki maliyet hesaplaması, karşılık değeri ve finansal maliyeti hesaplandığında verilecek olan teşvikler ve indirimler, faiz oranlarındaki düşüklükler karşısında hazineye çok ciddi bir kazanç sağlandığı görülecektir.   
- Bu sayede bu projenin büyümeye oranı yıllık minimum %4-5 ler, hatta 3-4 sene sonra çok daha fazla katkı sağlayacaktır.
- Bu sayede gerçek istihdam sağlanacak ve işsizliğe 1 yıl içinde %50 (benim hesap yöntemime göre) katkı sağlayacaktır.
- Yeni iş istihdamı ortaya çıkacak ve bu sayede yılda 1 milyon civarında istihdama kaynak/Katkı oluşturacaktır.
- Bu sayede devlete yük ve kambur kalan tüm borçlar yeniden ödenme imkânı; hem de para basılma kaynağı olarak devlete çok büyük bir katkısı olacaktır.
- Geri ödemelerin tamamı ŞİRKETLERİN GELİRLERİNDEN KARŞILANACAĞI İÇİN; BU KAYNAĞIN DEVLETİN HERHANGİ BİR VARLIĞININ YOK EDİLMEDEN SAĞLANMASI devletin ekonomik gücünü artıracaktır. Bu sayede devlet kendi asli görevlerini vatandaşa daha sağlıklı ve reel ekonomi ile yapacağı için olası tüm enflasyonist zorluklar disipline edilebilecektir.
- Son olarak BANKALARDA BULUNAN VE HAZİNEYE ENDEKSLİ ALACAKLARIN TAMAMI TAHSİL EDİLECEĞİ İÇİN bankaların sermayeleri düzelecek ve riskleri azalacağı için yeni kredi imkânları rekabetli bir şekilde piyasaya yansıyacaktır. Bu da faizleri çok ciddi aşağıya çekecektir. Bu sonuç gelişmekte olan ülkeler için çok önemlidir.

BENİM YETKİM OLSAYDI BU KAPSAMA MEVCUT BÜTÜN FİRMALARIN BORÇLARINI İÇİNE ALARAK HAZIRLAR VE ÖYLE TEKLİF EDERDİM.

Ancak burada bazı sektörler ve firmalar kapsam dışı olacaktır elbette. Halen çalışan ve hiçbir borcu olmayan firmalar, büyük sermayeli firmalar (buna kapsama dâhil olmak istemeyecek diğer firmalar), yabancı sermayeli firmalar, merkezi yurt dışında olan küresel firmalar… Kapsam dışı olacağını düşünüyorum. Buna rağmen bu sisteme uyan firma (Kobi ve büyükler) piyasanın %70 ni kapsayacaktır. Bu miktar da Cumhuriyet tarihinin en büyük ve kapsamlı finansal operasyonu ve miladı olacaktır.

Bunu uygulamak hem zor hem tehlikeli hem de ciddiyet isteyecektir. Kolay olmayacaktır yani bunu yapabilmek. Zaten böyle bir milat için ya yeniden başlayacak önemli ve radikal başlangıçlarda ya da artık ekonomik çöküş ile sonuçlanacak bir durum karşısında uygulanabilir. Artık sözden çok icraatların ve kararlılığın söz konusu olduğunu bilerek göze almak gerekecektir. Ben o günün bugün olduğunu görüyorum.


Özetle, yeni bir ekonomik milat gerekmektedir. Bunun için para lazımdır. Ama karşılık bulmakta zorlanıyoruz. Bu şekilde (yurt dışı piyasaları bağlamayacak şekilde) bir çözüm önerisini sundum.


Bunu özetlerken özellikle hiçbir ekonomik terim kullanmadan ilkokul seviyesinde Türkçe cümleler kurarak yazmaya çalıştım. Eleştirilebilecek baştan sona çok şeyin olacağını biliyorum. Hatta ciddiye alınmasına gerek olmadığını söyleyenler bile olacaktır. Hiç önemli değil. Azıcık başımızı kumdan çıkarttığımız zaman dünyada neler olup bittiğini göreceğiz. Bunu da bu anlamda anlamanızı isterim.

Selam ve saygılarımla.

Erdal Alkış





Yorumlar

  1. Okudum, yerinde ve ezber bozan öneriler.. Teşekkür ederim..
    Yararlanacağım

    YanıtlaSil
  2. HAKAN NERGİZ12 Nisan 2020 09:40

    Elinize sağlık farklı bir bakış açısı, ama kurların etkilenmemesi için bir kaç ekleme olması lazım, belki düşünüp buraya yazmamışsınızdır, müteala etmek isterim.
    0553 820 33 33

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakan bey ilginiz için teşekkür ederim.
      Bu sistemin kurları etkilememesi için firmaların hesaplarına likidite girmeyecek. Bu borçların büyük bir kısmı bankaların omuzundan alınıp 1-2 yıl içinde (kazançla) geri ödenme yapılacaktır. Bu sayede hem işletmelerin batması hem bankaların batması hem de ekonomiminin batmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Tabi karar vericiler son kararı verecekler. Bakıp göreceğiz.
      Selamlarımla

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

TFF BAŞKANLIK SEÇİMİ "SEÇİM DEKLARASYONU"