Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI

  GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI   Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu iki tabir hep bir arada anıldı. Zira sporun sadece gençlik ile anıldığı algısı var. Hatta bu bir politika haline bile geldi. Bunun nedeni tam olarak tespit edilemese de kültürel ve sosyolojik etkisi çok büyüktür. Yaşadığımız tecrübeler aslında sadece spor ve gençliğin bir arada anıldığı mekanizmanın doğru olmadığını yaşayarak görüyoruz. Bu gün her branşta doktor sağlıklı yaşam için bilinçli spor yapmayı (her ne kadar doktorlar yapmasa da) şiddetle önermekteler.   Bugün spor her yaşta kadın-erkek için mutlak bir zaruret olduğu anlaşıldı. Spor yapmak illa müsabakalara katılmak anlamı taşımıyor. Yarışmacı sistemler kategorik olarak gençler arasında branşlara göre kişileri belirleyerek spor-sporcu konusunu icra ediyor. Ancak yarışmacılık gerektiren sporun sone ermesi 35-40 (istisnalar hariç) yaşına kadar olmaktadır. Hâlbuki günüz insanında en doğru verimlilik 35 yaşından sonra başlıyor. Ailede verimlilik,

“Profesyonel Liglerde Küme Düşme” nin Kaldırılması TFF tarafından nasıl verildi?

  BASIN BÜLTENİ Sayın Basın mensupları ve Spor Kamuoyu dikkatine, TFF Başkanlığı tarafından 29.07.2020 tarihinde “Profesyonel Liglerde Küme Düşme” nin kaldırılması ile alakalı olarak alınan karar hakkında aşağıdaki açıklama TFF Başkanlığına gönderilmiştir. Aynı Açıklama UEFA ya gönderilmek üzere İngilizceye de çevrilmiş, ortaya çıkacak sonuca göre hareket edilecektir. Söz konusu açıklama Ülkemiz Futbolunu yönetemeyenlerin, kabahati siyaset makamlarına atma alışkanlık ve çabaları ile Türk Futbolunun sorunlarını çözmekten çok kaos çıkarmaya yönelik olduğu artık aşikardır. Konunun hassasiyet içerisinde takipçisi olduğumuzu belirterek bu açıklamayı kamuoyuna saygılarımızla sunuyoruz.     TFF BAŞKANLIĞINA 2019-2020 Süper Ligin sona ermesi sonrası 29.07.2020 tarihinde alınan karar ile Tüm Profesyonel liglerde küme düşmenin bu yıl için uygulanmayacağı kararı alınmış ve bu karar canlı yayınla kamuoyu ile paylaşılmıştır.     Buna göre; 1-     Bu kararın alınmasında “Türki

2020 YILI RAMAZAN BAYRAMI

2020 yılı insanlara ibret olacak olaylarla geldi. Özellikle gözle bile görülmeyen bir virüs dünyayı esir aldı. İnsanlar bu virüs karşısında aciz kaldılar. Sadece insanlar mı? Bütün ülkeler, en gelişmiş süper ülkelerden en fakirine kadar bu virüs karşısında aciz kaldı.   Aylardır evlerimize kapandık. İbadethaneler, iş yerleri, sokaklar kapatıldı. Bir hane içinde bile uzak durmak zorunda kaldık. Artık tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek tarihe gömüldü. En samimi olanımız bile bu virüsten dolayı 1,5 m uzakta oturuyoruz… Umarım insanlık bundan ders çıkarır. Peki, neden yaşadık bu günleri? Bir sürü iddialar ortaya atıldı. Bu konuda neredeyse söylenmeyen bir tez kalmadı. Ama en az söylenen hatta söylenmek istenmeyen ise tek gerçek olandı. Onu atladık. Neydi o? Son yarım asırdır teknoloji devrimi ve kapitalizmin etkisiyle, yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirdik. Bunu haksızlık, adaletsizlik, menfaat, yalan, tecavüz, hırsızlık gibi insanlık dışı kavramlarla büyüttük. Ay

EKONOMİK MİLAT (2020)

EKONOMİK MİLAT (2020) Ülkemizin içinde olduğu ekonomik sorunlar ile alakalı, şu ya da bu şekilde diye ortaya kabahatli çıkararak sonuç alınacağına inanmadığım için; ben de çorbada tuzum olsun diye bir çözüm önerisi sunmak istiyorum. (Bu çalışma benim şahsi kararım değildi. Ülkeyi yönetmiş/yöneten birçok arkadaşla yapılan bir dost sohbetinde ortaya çıkan tespite dayalı yapılan bir çalışmadır)  Bu nihai bir metin değil elbette. Üzerinde eklemeler ve değişiklik yapılacak birçok tarafları olacaktır. Burada hazırladığım çalışmanın (tamamı 70 sayfalık bir kararname taslağıdır) sadece özetini okuyacaksınız. Elbette talep edilirse detaylı anlatırız…  Bu olağan üstü durumla alakalı 33 yıllık ticari hayatın ve 15 yıllık yatırım danışmanlığı ve iş hayatımın verdiği tecrübe ile bir çözüm önerisi ortaya koyabilmek için vatandaşlık görevimi yapmak istedim.  Burada anlatılan her bir madde en ince detaylarına kadar düşünülerek yazılmıştır. Her birisinin kendine özgü bir dayanağı vardır. Buna rağmen ok

SAĞLIKLI YAŞAMANIN BİR BEDELİ YOKTUR.

GEÇEN HAFTA SÖYLEMEK ZORUNDA KALDIĞIMIZ "TOPLUM SAĞLIĞI" İÇİN YAPMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ ÇALIŞMANIN SON HALİNİN ÖZETİNİ KAMU OYUYLA PAYLAŞIYORUZ. Twitter da yapılan paylaşımı toplu halde burada görebilirsiniz. Bu bağlamda başkaca bir paylaşım yapmayacağız. Saygılarımla ----------------------------------- Geçen hafta, #kivanctatlitug #Corona twiti veya #DemetAkalin s…m “özlü küfrü” kadar önemli bir paylaşım değil! 3.760 kutu "Suplement" ulaştırdık ihtiyaç duyanlara. Bunun %60 bilinen (düzelttim ) kişilerden; %40 da ihtiyacı olanlardan oluşmakta. Twit paylaşmıştım. Bu sayı son 5 günde gelen taleple 4.053 kutuda da son buldurduk. (Yoksa batarız ) Bunun finansal karşılığı yaklaşık 879.000 TL dir. (sekizyüzyetmişdokuzbin TL) Biz bunu kullanan/kullanmaya devam edenlerle alakalı “şu oldu” diyecek yetkiye sahip değiliz... Hiçbir ilaca alternatif değiliz. İlaç insanlık için olmazsa olmaz bir gereksinimdir. Bir an önce #Covid19   #Coron

USA - ÇIN - RUSYA

USA - ÇIN - RUSYA Bu kriz aşıldıktan sonra bunu herkes daha iyi anlayacak. Bütün güç odakları paniği  yaygınlaştırmak için her şeyi yapıyor. Adeta yangına körükle gidiyorlar. Bu başka bir şey. 1. Trump ve onu oraya getiren güç büyük oynuyor. Trump Çine ve diğer ülkelere kaybettirdiğimiz işleri ülkeye tekrar getireceğiz ve ABD'yi tekrar büyük ülke yapacağız dedi. Adam şöyle ya da böyle dediğini yaptı. ABD'nin uzun yıllardır kaybettiği işleri tekrar ABD'ye geri getirdi. 2. Trump Başkan seçildiğinde artık herkes ABD'nin devrinin bittiğini yeni dönemin Çin-Rusya-AB Merkezli olacağını düşünüyordu. Trump ilk önce Çini bitirdi. Çine istediği Ticaret anlaşmasını imzalattı,Çine 500 milyar kaybettirdi,yetmedi Çine diz çöktürdü. Trump Çini resmen bitirdi  3. Çok değil 1 sene önce Çinin çökeceği söylenseydi bunu söyleyene deli muamelesi yapılırdı. Bugün herkes Çinin çöktüğünü ya da çökeceğini kabul ediyor.Daha 1 sene önce çok popüler olan, herkesin vurgulu şekilde kullandığ

MUHACİRLİK

ENSAR-MUHACİRLİK Bu yazıyı bir öğretim görevlisi ve aynı zamanda bir asker arkadaşımın bir paylaşımından esinlenerek kaleme aldım. Ben bu konularda fikir yazacak uzmanlık eğitimi almadım. Ancak 53 yıllık ömrümde 33 yıldır ticari hayatta elde ettiğim hayat tecrübesi; bir vesile gittiğim 63 ayrı ülkede edindiğim tecrübeye dayalı olarak anladığım halini yazıya dökmek istedim. Bunu yaparken de asla kimseye bir fikir vermek veya doğruluk anlamı taşıyacak bir söylem içinde değilim. Sadece sorumlusu olduğum çocuklarıma ve asıl olarak hayatta daha az yanlış yapmaya çalıştığım kendimle konuşarak bir yenilenmeyi amaçladım… Hiç kimse Türkiye’ye gelen muhacirlerden (Suriye’den ülkemize gelenler bahsediliyor) rahatsız değil. Tarih boyunca yaşanan benzer olayların ve ülkelerin tamamında aslında çok daha yüksek sesler çıkarılmış ve şiddetli itirazlar da ortaya konmuştur. Buna rağmen ülkemizde neredeyse bu bağlamda hiçbir itiraz olmadığı kanaatindeyim. Zira itiraz etmenin felsefesi ç