"YANSIMA"Bir de bu pencereden bakmak

TÜRK FUTBOLU ÇOK İYİ YÖNETİLİYOR… (!) Arda Turan'dan Bilal Me ş e'ye: "S ö yle Bilal Me ş e, s ö yle orada m ı yd ı n? Bizle miydin de prim mevzusunu yazd ı n? Biz kimden para istemi ş iz?" Arda Turan: "Kimden prim istemi ş iz? Konu ş ş imdi konu ş . Hadi, onlarda burada! Burada soruyorum. Kim yazdırdı bunları sana." Arda Turan: "Bu ülkke böyle tabi. Seni bu uça ğ a alanlara da s ö yl ü yorum! Duysunlar. Senin gibi ş erefsizi bu u ç a ğ a alanlar ı n a.... k....!" Yukarıdaki satırlar; dünkü (05.06.2017) maçtan sonra olaya bizzat şahitlik edenler tarafından, Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye hem fiziki hem sözlü saldırısı esnasında söylediklerini açıkladıkları ifadeler. Bundan önce olayın tarafı gazeteci Bilal Meşe’yi tanıyalım. Sayın meşe ile alakalı gazetecilik kimliği konusunda bilgi isteyenler internetteki arama motorlarına havale ediyorum. Ama asıl bilinen özelliği Fatih Terim’in gazetecilik ayağındaki her şeyidir...

Çok uzun zamandır sosyal medyada olmamaya çalışıyorum. Hatta öyle ki Twitter şifremi hatırlayamadın dün. Sonunda buldum ve sadece şifremi güncelledim çıktım. Zaten facebook adresimi dondurmuştum. Çok nadir de olsa Linkedin den dünya ekonomisi ve teknolojilerini, iş imkânlarını takip etmeye çalışıyorum. Yani kendi işime bakıyorum. Ülke olarak REFERANDUMU tartıştığımız bu günlerde, kendimi sosyal hayattan bu kadar soyutlamış olmama rağmen gözümün içine kadar sokulduğu için eski bir hastalığım yeniden belirdi. TFF Başkanlığı… Yani bu kadar çok futbol yöneticisi, futbol alimi, futbol ekonomistinin olduğu bir yerde benim gibi çulsuz birisinin FUTBOLU YÖNETMEYE talip olması aslında abesle iştigal. Bunu biliyorum. Hatta biraz daha ileriye gideyim. O meşhur şike olayları sonrasında M. Ali Aydınların ani istifası ile oluşan boşluğu doldurma konusunda daha doğru bir iletişim sergileseydim şimdi o koltukta oturuyor olabilirdim. Ama geçen zaman zarfında yaşananlar benim ve benim gib...

TÜRKİYE EKONOMİSİ KISA VADEDE NASIL TOPARLANIR Son 1 yıldır ekonomimiz Dünya ile birlikte sallanmaya devam ediyor. Öyle ki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden bazıları bizden çok daha kötü durumda bocalamaya devam ediyorlar. Türkiye özel sektörünün yaratıcı hamleleri diğer ülkelere göre en büyük avantaj olarak ortaya çıkmaktadır. Tamamen halk diliyle yazacağım… Bu anlatacaklarımı çok basit şekilde hiçbir bilimsel veriye dayandırmadan, anlaşılmayacak teknik terimler kullanmadan ilkokul öğrencisinin bile anlayabileceği şekilde söyleyeceğim… Vereceğim bu örnekler sonucunda devletin kasasından çıktığı düşünülen para 1-2 yıl içinde devlet en az %10-15 kar edecek şekilde sonuçlandıracağı gibi hem çiftçi kazanacak hem Sanayici kazanacak; dolayısıyla piyasa içerisinde PSİKOLOJİK MORAL EN AZINDAN POZİTİF SEYRETME İMKÂNI sağlanmış olacaktır. Bu da atılacak adımların en önemlisidir.! Son 1 ayda yapılan TEŞVİK kanunu desteklerinde bu şekilde hiçbir pratik konuya ben rastlaya...

TÜRK FUTBOLU VE MİLLİ TAKIM “OYUNLARI” Türkiye yaşadığımız dönem içerisinde en kritik zaman aralığını geçirmektedir. Bir taraftan ihanet şebekesinin darbe girişimi diğer taraftan her gün gelen Şehit Cenazeleri, bununla birlikte bir araya gelmiş, ülke geleceğini karartmaya çalışan bir dünya ile baş etmeye çalışan bir Türkiye Cumhuriyeti… Ülke olarak küçük te olsa morale ihtiyacımız var. İşte her şeye rağmen ayaktayız mesajını verebileceğimiz, toplumu kucaklaştıracak küçük morallere… Buna fırsat doğdu ve Milli Takım 350 bin nüfuslu İzlanda karşısına çıktı. Hepimiz bütün muhalefetimize rağmen sustuk ve var gücümüzle MİLLİ TAKIMI DESTEKLEDİK. Ülke olarak böyle bir sinerji ve iyi duygularla maça kilitlenmiş, söylenmesi gerekenleri yutmamıza rağmen daha maç başlamadan Milli Takımı “Bize mahsus bir unvan ile” Yöneten “TEK ADAM” sırf egosunu dikte etmek için söylem ve davranışlarıyla ülkeyi geriyor, tahrik ediyordu. Buna rağmen olabildiğince bütün medya ve gazeteciler en az...

15 TEMMUZ 2016 "TÜRK HALKININ DEMOKRASİ SINAVI" Hiç bir şekilde "ama" sız; en net ifade ile Türkiye Cumhuriyetine, Halkına, Demokrasisine ihanet edilmiştir... Bu ihaneti planlayan, Bu ihanete alet olan, Bu ihaneti benimseyen, hazmeden... Askeri, polisi, siyasisi, sivili... Topyekun ülke demokrasisine ihanet etmiştir.!!! En ağır şekilde yargılanıp cezalandırılmalıdır.!!! Çer ile Çöp ayrıştırmalı masum ile hain belirlenmeli ve ülkenin demokratik şekilde normale dönülmesine imkan sağlanmalıdır. Olayın olduğu andan itibaren bu satırları yazdığım ana kadar bir sivil ve ülkesini seven vatandaş olarak tüm gücüm ile ihanet içinde olunan bu olayın karşısında durdum. Durmaya da devam ediyorum. İlk gece hala etkisinden kurtulamadığım, siyasette en yakın arkadaşım, ekmeğimizi böldüğümüz Erol Olçok ve oğlu Abdullah'ın ölüm haberi üzerine kendime aldığım sorumluluk bilinciyle cenazesinin alınmasından yıkanmasına kadar olan safhasında bizzat bulundum. Yıkanırke...

Milli takımımız Avrupa Şampiyonasında aldığı başarısız sonuçlar nedeniyle Ay-yıldıza gönül vermiş her vatandaş gibi beni de derinden üzmüştür. Süreç ile alakalı herkes kendine yakışanı söylemiş; dolayısıyla da söylenmemiş bir söz kalmamıştır. Bütün bunların yanı sıra Fatih Terim’in ailesi ve çocuklarına yapılan terbiyesizce saldırıları nefretle kınadığımı söylemiştim. Burada tekrar ediyorum. Asıl konunun muhatapları sırasıyla TFF, Fatih Terim ve Futbolculardır. Konunun başkaca bir muhatabı yoktur. -           Konu, sadece Milli takımın başarısızlığı değildir. -          Konu, Mücadele etmeyen bir MİLLİ TAKIMIN varlığıdır!!! Milli taraftarların isyanı bunadır. -          Konu, Futbolcusunu hazırlayamayan teknik kadro ve FARİH TERİM, -          Konu, sadece slogan ve reklam filmleri ile gündem yaratan bir ekip ve yönetim,   ...

Bazen ne yapacağınızı şaşırırsınız ya…  Avazınız çıktığı kadar bağırmak, aklınıza gelecek en okkalı küfürleri savurmak, hatta nice başka tarifi zor şeyler yapmayı istersiniz. Ama çaresizlik aklınıza gelir, bir şey yapamadığınız ortaya çıkar ve kıvranırsınız…  Yedikleriniz teker teker dışarı çıkar. Mideniz kabul etmez. Dişlerinizin arasından kan sızar. Çaresizlik içinde susarsınız… Ben de dün akşamdan beri böyleyim. Elimden bir şey gelmiyor.!!! Çaresizlik içinde duruma yorum bile yapamıyorum, kıvranıyorum ama nafile. Sonunda ben de son çare olarak çaresizlerin çaresine el açıp dua ediyorum. Lütfen bu duruma bir çare  Allah'ım  !!! Lütfen, lütfen lütfen!!! Bir çare… Ve milletçe en iyi yaptığımız(!)şeyi ben de yapıyorum; “Ölen masumlara Allah'tan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı diliyorum”