TÜRK FUTBOLU ÇOK İYİ YÖNETİLİYOR… (!)


TÜRK FUTBOLU ÇOK İYİ YÖNETİLİYOR… (!)

Arda Turan'dan Bilal Meşe'ye: "Söyle Bilal Meşe, söyle orada mıydın? Bizle miydin de prim mevzusunu yazdın? Biz kimden para istemişiz?"
Arda Turan: "Kimden prim istemişiz? Konuş şimdi konuş. Hadi, onlarda burada! Burada soruyorum. Kim yazdırdı bunları sana."
Arda Turan: "Bu ülkke böyle tabi. Seni bu uçağa alanlara da söylüyorum! Duysunlar. Senin gibi şerefsizi bu uçağa alanların a.... k....!"


Yukarıdaki satırlar; dünkü (05.06.2017) maçtan sonra olaya bizzat şahitlik edenler tarafından, Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye hem fiziki hem sözlü saldırısı esnasında söylediklerini açıkladıkları ifadeler.

Bundan önce olayın tarafı gazeteci Bilal Meşe’yi tanıyalım.

Sayın meşe ile alakalı gazetecilik kimliği konusunda bilgi isteyenler internetteki arama motorlarına havale ediyorum. Ama asıl bilinen özelliği Fatih Terim’in gazetecilik ayağındaki her şeyidir. Bunu bir tarafa koyalım.

Diğer konu, Arda aradan geçen bu kadar zamandan sonra Bilal Meşe ile ilk defa karşılaşmıyor. Hatta olayın çok yakın müşahitleri tarafından bana söylendiğine göre “EĞER ARDANIN SOĞUK YEMEK PİLANI İSE” bunu yapabileceği çok daha uygun defalarca zamanları olmuştu. Ama günü sanki özellikle seçti; diyor konuyu bana aktaran arkadaşım.

Neden dün peki?

Arda artık büyüdü. Aynen örnek aldığı başkaca spor dallarında elit takılan arkadaşları gibi. Parası var. Şöhreti var. Barcelona gibi bir takımda oynuyor…

Aynı zamanda yeni federasyon başkan adayı abileri de var.

Bu hareketinin gündem olacağını ve asıl hedefinin de kimler olduğunu da isim vermeden açıkça haykırabiliyor.

Peki o kim?

Arda’yı en verimli zamanında milli takımdan “hem de ağıza alınmayacak ihanetvari suçlama” ile çıkartan kişiye bu şekilde mesaj verip intikam alıyor. Çünkü milli takım ona muhtaç; onu milli takımdan kovan kişi de ona muhtaç olduğunu çok iyi bilerek onu zayıflatıyor. Kim için? Onu bilmiyorum. Yakında göreceğiz.

Ama futbolu yöneten Federasyon hem olayların çıkmasına hem de çıktıktan sonra gereği için sessiz kalıyor. Sonrası için hamle bekliyor. İç içe giden bir sorunlar yumağı.
Bu şekilde olunca futbolu yönetmek onlar için daha güzel. Çünkü bu kavgadan güçlü kim çıkarsa ondan yana olacak…

Güzel.

İzlemeye ve seyirci kalmaya devam etsinler. Yakında takımlarımızı satın alacak birisi bile bulamayacaklar. Öncesinde böyle bir korku vardı zira. Bunu bile arar hale gelecekler.

Çünkü bu durum futbol fanatizmini körükler. Fanatizm de terörü tetikler.
Arda bu davranışı ile kendisine hayatının kötülüğünü yaptı. Atasözündeki gibi; “herkes kendine yapar”…

Konu neydi? Futbol mu? Ha evet futbol konuşuyorduk…


Evet, TÜRK FUTBOLU ÇOK GÜZEL YÖNETİLİYOR (!)


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ Daha önce “21. YY ın Siyaset Stratejileri” diye başlıklar halinde yazdığım bir yazıda ele aldığım konulardan birisi de “KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ” idi. Aslında çok kolay uygulanabilecek bir proje değil. Çünkü işin içinde ülkenin stratejik planlaması için uğraşan her çeşit erk (?) ler, bu tür projelerin çok ciddi "görünmeyen" engelleri olur. Bu durum sadece bizim ülkemiz için değil elbette; benzer tüm ülkeler için de geçerlidir. Zira bu tür projeler ÜLKELERİN KONTROL EDİLEBİLİRLİK "gelişim" ETKİSİ AZALDIĞI için KONTROL EDENLER tarafından engellenerek farklı uygulamaları hayata geçirebilirler. Bazen sosyo-politik olarak ambalajlanır ve asıl yapılmak istenenler de kısa ve orta vadede unutturulabilir. Dolayısıyla bu gün TARIM POLİTİKAMIZDA meydana gelen aksamaların veya beceri noksanlığının başında bu tür çalışmalar hep olmuştur. Siz ne kadar buna engel olmaya çalışsanız da konuyu anlattığınız KARAR VERİCİLER genellikle hareket ettikleri erkleri...
Devamı

EKONOMİK MİLAT (2020)

EKONOMİK MİLAT (2020) Ülkemizin içinde olduğu ekonomik sorunlar ile alakalı, şu ya da bu şekilde diye ortaya kabahatli çıkararak sonuç alınacağına inanmadığım için; ben de çorbada tuzum olsun diye bir çözüm önerisi sunmak istiyorum. (Bu çalışma benim şahsi kararım değildi. Ülkeyi yönetmiş/yöneten birçok arkadaşla yapılan bir dost sohbetinde ortaya çıkan tespite dayalı yapılan bir çalışmadır)  Bu nihai bir metin değil elbette. Üzerinde eklemeler ve değişiklik yapılacak birçok tarafları olacaktır. Burada hazırladığım çalışmanın (tamamı 70 sayfalık bir kararname taslağıdır) sadece özetini okuyacaksınız. Elbette talep edilirse detaylı anlatırız…  Bu olağan üstü durumla alakalı 33 yıllık ticari hayatın ve 15 yıllık yatırım danışmanlığı ve iş hayatımın verdiği tecrübe ile bir çözüm önerisi ortaya koyabilmek için vatandaşlık görevimi yapmak istedim.  Burada anlatılan her bir madde en ince detaylarına kadar düşünülerek yazılmıştır. Her birisinin kendine özgü bir dayanağı vardır. ...
Devamı

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?

Bu yazı değerli Komşum Prof. Dr. Nurşen MAZICI hocamdan gelmişti bu gün.  Bir genç önemli köşe yazarına yazmış.  Gönderen, Hangi genç yazdıysa alnından öpeyim, demiş.  Ben de daha fazla kitleye ulaşsın diye kendi bloğumda "ALINTIDIR" diyerek yayınlamak istedim. Keşke adını bilseydim. Gururla buraya yazardım "falandan alıntıdır" diye... Yüreğine sağlık kardeşim. --------------------- Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim. Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum. Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyo...
Devamı