TFF SEÇİMLERİNE DAİR

2015 Haziran’da yapılacak TFF Başkanlık seçilerinde ben de iddialı bir söylemle aday olmuştum. Hatta adaylığımla ilgili “seçim beyannamesi” sisteminde yapacaklarımın bir kitapçığı ile de bunu Spor Kamuoyuyla paylaştım.

Bu süreç aslında eğrisi doğrusuyla kendini test edebileceğin en iyi mecralardan birisidir. Kamuoyunda başkan adayı algısı oluşturabilmek ve potansiyel bir erk olmak çok ama çok önemlidir. Ama bir gerçek te şudur; kimse bu makama aday olmak için aday olamaz. Medya altyapısı, delegeler üzerinde tanınırlık, siyasi destek vs. bunlar da çok ama çok önemlidir.

Ben aday olduğum günden itibaren medyada diğer adaylar arasında mevcut başkan hariç Sayın Ulusoy’dan daha fazla yer aldım. Aynı zamanda seçim haftasına kadar (adaylıktan çekileceğimi deklare edene kadar) 41 delegeden imza toplamış tek kişiyim. Beni tanıyanlar özellikle Ankara merkezli siyasi destekle alakalı bir sürü araştırma yaptıklarını biliyorum. En azından aleyhte bir baskı yapılmadı benim üzerimde. Dolayısıyla ben kendimi bu süreçte POTANSİYEL BİR BAŞKAN ADAYI olarak görenlerin haklılığını anladım.

Ancak mevcut yapı ile çok adil olmayan bir rekabet ortamında yapacağınız mücadelede nefesinizi çok iyi ayarlayarak bu “mesafeli koşuda” nefessiz kalmamanız gerekmektedir. İnşallah yakın gelecekte bu sorunu da aşacağımıza inancım tamdır.
Bu süreçte yaşananları kısaca özetlemek istiyorum.

Mevcut başkan seçim zamanlamasını “kendisine danışmanlık yapan spor gazetecileri ile TFF de görev verdiği bazı yakınları (anlatılanlara göre bu yakınları arasında belki ileride bunlar ortaya çıkma ihtimali de olabilir) tarafından yapılan planlama ile çok güzel ayarlanmış olmasıdır. Lig bitimine rastlatılarak öncelikli olarak imza sahiplerinin özgür iradelerine ipotek konmuştur. Buna bir de “söylenen iddilara göre” gelecek muhtemel paraların çekleri şimdiden alınarak kulübünün şerefini satan bazı yöneticilerin acizlikleri de eklenince Anadolu kulüpleri sessiz kalmak zorunda kalmışlardır.

Bir başka önemli konu ise Süper Lig temsilcilerinden oluşan “KULÜPLER BİRLİĞİ” dir. Mevcut başkanı spor bakanlığı ile birlikte İstanbul’un önemli bir denetim firması ve eski spor adamına hazırlattığı “FUTBOL A.Ş” projesi ne sonuç doğurursa doğursun mevcut başkan bu projeyi de sahiplenerek koltuğunu koruma çabasını göstermiştir. İçerden aldığım bilgiye göre mevcut Başkana yukarıda bahsettiğim ve TFF nun Lağvedilmesi olacak bu projeyi kabul etmesi aslında KULÜPLER BİRLİĞİNE attığı büyük bir çalım olmuştur…

Söz konusu projenin gerçekleştirilme ihtimali her ne kadar (yasal hiçbir geçerliliği olmayan) TFF ile Kulüpler Birliği arasında bir protokol yapılmış olsa da ihtimal dışı olduğunu çok iyi bilen mevcut başkan; başkanlığı devam ettirmek için bu şekilde davranarak diğer kulüplerin desteğini almayı garantilemiştir.
Yani oyun içinde oyun olan bir durum…

Düşünebiliyormusunuz, mevcut kulüplerimizin yöneticilerinden kime sorsanız TFF başkanı ve yönetim şekline en kötü şekilde ifadelerle, hatta sinkaflı sözlerle tenkit ederek memnuniyetsizliği belirtmekteydiler. Ama ne oluyorsa başkan adayları Sn Demirören…!!! Hem de noter aracılığıyla imzalarını verdiler.

O zaman ya başkanlar yalan söylüyor, TFF çok iyi yönetiliyor. Ya da bilmediğimiz hikmetler (!) vardı…

Demek ki “moda tabirle” onlar da istikrardan (!) yana oy kullanmak istediler.
Yerseniz böyle…

Başa dönecek olursak.

Sn Demirören çok pratik şekilde “Kulüpler Birliği” nin FUTBOL A.Ş projesini (olmayacağını bildiği için) kabul ederek onların desteğini almasını bildi ve yeniden başkan seçildi.

Üstelik diğer liglerdeki ödenekleri de imza karşılığı vererek Anadolu kulüplerinin desteğini aldığını da gösterdi.

Bana imza veren arkadaşlar durumun ortaya çıkmasından sonra görüştüğümde çok ciddi baskılar olduğunu, eğer çekileceksem Demirören’e imza göndereceklerini söylediler. 41 imzadan 17 si dik durdular ve imza vermediler. Ama diğerleri vermek zorunda kaldılar.

Bu süreç böyle devam edeceğe benziyor. Bundan sonra aday olurmuyum bilmiyorum ama Türk futbolunun kötü yönetildiğini, çözüm yolları ile birlikte paylaşmaya devam edeceğim.

Belki yakın zamanda bir yerlerden çıkacak delikanlılar TFF harcanan paraların nasıl harcandığını araştırırlar… kim bilir belki özele kadar iner ve evlatlar/evlatlıklar konusuna kadar her şey ortaya çıkar. Belki Türk futbolunun önü açılarak hatalardan vazgeçilir. Belki bu sayede gençlerimiz kazanılmaya çalışılır. Bir sürü Arda, Enes ler yetişir ve dünya futbolunda bayrağımızı dalgalandırırlar. Bu şekilde ülke olarak dünyaya başarı imzası atarız belki de. Kim bilir…

Ama ben bir gün TFF Başkanı olursam söz veriyorum Futbolun Sorunları dediğim şeyleri futboldan temizleyeceğim. Fatih Terim ile Milli takımların arasını bir daha bir araya gelmeyecek şekilde irtibatını keseceğim. Kulüplerin bugün kazandıklarının 2-3 katını kazanacak sistemi kurarak yeni neslin elinden tutulmasını sağlayacağım… Açıkladığım beyannamede ne varsa hepsini yapacağım.


Ama Başkan olabilirsem…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

EKONOMİK MİLAT (2020)

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?