BÜLENT ARINÇ

Siyaset Dünyasının insana ferden Zararlı bir araç olmasının ciddi dayanaklarının anlatıldığı platformlarda büyüdüğüm için hep uzak durmaya çalıştım. Ama özellikle Türgut Özal'ı tanıdığımda ise Avrupa'nın 19. YY Başlarında Başlayan insan merkezli siyaset bilincinin uzun vadede ülkemizde de olabileceğine inancım yavaş yavaş oluşmaya başladı.
Zaman içinde kendisini yetiştirmiş ve medeni insanların siyasete girerek ülke gelişimine hizmet etmelerinin gerekliliği üzerinde zihnimizi yorduğumuz da aşikardır.

Kader bana 2002 de Ak parti seçim miting organizasyonu konusunda sorumluluk verince işte bu manada uygulamalarda bazı demelerim olmuştu...

Konuyu dallandırıp budaklandırmadan asıl konuya girmek istiyorum.

Sayın Bülent Arınç çıkışı.

2002 ye kadar fikir bazında zihnimizde Oluşan bu teorileri seçim sathı mahallinde bizzat uygulama imkanı olunca, üstelik bunu işin sahibi (bu ifadeyi özellikle söylüyorum) Sn R. Tayyip Erdoğan a en yakınında olunca bazı fikirsel katkılarımızı bir şekilde ifade etme imkanı olmuştu.

Bunlardan bir tanesi siyasetin belirli kurallar çerçevesinde insan odaklı ve merkeziyetçi bir sistem içinde hissiyat ve vefa temeline dayanmayacak bir gerçeklikte olduğu idi. Bunu Sn Erdoğan ile en yakınında olan ve bunun zekâtını bile söyleyemeyen arkadaşlarının içinde Çokça konuştuğumuz olduğunu bugünün siayaset abileri şahittirler.
Bundan dolayı temelde bizim gibilerin "bu şekilde cesurca sözleri" aslında lideri daha da cesaretlendirmiştir.
Bu konuda bir çok anımı ilk 45 gün isimli kitapta yazdığım için detaya girmiyorum.

İşte yukarıda tariflemeye çalıştığım siyasetin uygulaması için de etrafta cesur ve Güvenilir arkadaşlara ihtiyaç duyulur. Aslında Sn Erdoğan bunu yaparken halkın ne istediğini de biliyordu. İşte burada taraflardan birisi Sn Arınç gibi halkın hislerine doğru bakabilen ama Kontrolü asla bırakmadan son sözü KENDİSNİN söyleyeceği bir mekanizmayı da çok iyi koordine edince hedefine kestirmeden gitme fırsatını yakalamış oldu.

O dönem şimdi cumhurbaşkanı özel kalemi olan Sn Hasan Doğal ile birlikte bu dengeyi kontrol etmeye çalışıyorduk.
Ben içerde bu tarifleri yaparken aldığım onayı Hasan bey ile sahada uyguluyorduk. Bu da çok ciddi bir "kişiye özel referans artırıcı" hamle oluyordu. Ama bunun kimse farkında değildi.

İşte buna en büyük örnek şudur.

Dedim ya Sn Erdoğan'ın Sn Arınç gibi birisine mutlak surette ihtiyacı vardı. Ama onun kesinlikle önde durmasında bazı engellemeler gerekiyordu. Çok iyi hitabeti olması, konuştuğunda hislere dokunması ve insanları etkilemesi Sn Erdoğan ın halka karşı etkisini azaltabileceği düşüncesiyle en az 15 yerde Planlı konuşmasına farklı mazeretler ile engel olmuştuk.

Iyi niyetle yapılan bu çalışma belkide üzerinden on yıldan fazla geçmesine rağmen anlaşılamayan "Ak parti" sanalllığı karşısında gerçek varın R. Tayyip Erdoğan olduğu gerçeğidir.
Bugün siyaset arenasında var olan Ak parti çatısındaki şahısların tamamı siyasi varlığını Sn Erdoğan'a borçludurlar.
Ondan dolayı Sn Arınç bu çıkışını imkan verilseydi o günde yapabilecek potansiyele sahipti. Akabinde tüm gerçekler ortaya çıktığında ve konan uygulamalar BK ve PM de şahit olunca hem sorumluluktan kaçtılar hem de Sınırsız sadakat sergilemek zorunda kaldılar.

Bugün ortaya çıkarılmaya çalışılan durum Ak partinin mirasını nasıl paylaşılacağı kavgasıdır.
Bu çok erken ve safça hatta donkişotça ortaya çıkma halidir.
Bugün siyasetin tarifini 10 yılda anlayanlar ak parti bağlamında toparlayıcılık hamlesi ile başlattıkları bu çaba asla başarıya ulaşması mümkün değildir. Hele bu Ak parti bağlamında hiç mümkün değildir. Çünkü Ak partinin tapusu millet nezdinde (%90 oy verenlerin) Tayyip Erdoğan'a aittir.
Bugün Sn Erdoğan 3 dakikalık bir basın toplantısı ile Ak partiden desteğini çektiği bir açıklamayı yapsın ve bu şekilde seçime girsin alacağı oy %7-8 leri ANCA bulabilecektir.

Burada ben bir teşhiste bulunuyorum kendimce. Başka manalar çıkartılmasın.
Bu iyi- kötü demiyorum, demek te bana düşmez. Ama mutlak surette siyasetin iyi tarif edilmesi ve anlaşılması, sonra da bunun uygulamasının doğru yapılmasıdır.

Sonuç olarak Sn Arınç siyasi ömrünü MALESEF kötü noktalamıştır.
Diğer polemik konusunu söylemek bile istemiyorum. O başka konu. Hükümet devam ettiği sürece belediye Başkanı'na zarar verilmesine müsade edilemez. Eşyanın tabiatına aykırıdır. Zaten siyasetin tarifinde de bu vardır...
Anlayamayanlar daha baştan beri anlayamamış kişilerdi. Anladıklarında sanırım ömürleri bitmiş olacaktır.

Vesselam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARIMSAL KALKINMA VE KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ (2007)

EKONOMİK MİLAT (2020)

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?